HASAN BAYSAL KADINA KARŞI YAPILAN CİNAYET VE ŞİDDETİ LANETLEDİ
MHP Kaş ve Antalya Belediye Meclis Üyesi Hasan Nusret Baysal:
" Böyle olayların yaşanması çok üzücü ve özellikle Kaş’ta yaşanması bizim açımızdan daha da çok üzücü ve düşündürücüdür."
Hiç de hoş ve kabul edilebilir olmayan bu durum yalnızca bizde değil, bütün dünyada üzerinde ciddiyetle durulması gereken sosyal bir olgudur. Nedense son yıllarda ülkemizde kadın cinayetleri ve şiddeti her gün daha da artmaktadır.
Ülkemizde yasalarımızda ve dinimizde yasak olmasına rağmen kadınlar şiddeti en yakın aile bireylerinden eşi, abisi, babası ya da akraba oldukları erkekler tarafından görmektedir. Aile dışından gelen şiddet genelde cinsel istismar şeklinde gerçekleşmektedir. Kanunlar her ne kadar caydırıcı gibi görünse de yeterli değildir. Elbette erkek egemen milletlerde durum farklı değildir. En büyük neden ise ekonomik sıkıntı, aileye bakamayacak kadar gelirin olmamasından yaşanan stres ve gerilim sonucu kadınlar erkekler tarafından şiddete maruz kalmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin toplumsal şiddeti, kötülüğü, nefreti yeniden üreten boyutu, toplumsal yansımaları ve bireyin gördüğü zarar olarak iki yönlü etkisi bulunmaktadır. Oysaki kadının mutsuzluğu geneli de etkilemekte olup doğurduğu sonuçlar ortadadır.
Kadınların şiddete uğramaması için devletin yapması gerekenler vardır.
Sığınma evlerini artırmalı, eğitim parasız olmalı, kadınlara çalışma hayatında uğrayacağı taciz ve cinsiyetinden dolayı ayrımcılık gibi durumlara karşı yasal önlemler almalı, milletvekili ve yerel seçimlerde en az % 40 gibi kota koymalı, Avrupa ülkeleri seviyesine gelinceye kadar pozitif ayrıcalık tanımalıdır. Ev kadınlarının emeğinin sömürülmemesi için yasal tedbirler almalı onlara eğitim vererek iş sahibi, beceri kazandırıp kendi ayakları üzerinde durmaları sağlanmalıdır.
Bize düşen görev ise nedeni ne olursa olsun çocuklarımıza şiddet uygulamamalıyız. Çünkü şiddet gören çocukların bir çoğu büyüdüklerinde şiddet uygulayan birer yetişkin insan oluyor. Şu anki korktuğumuz canavarları aslında kendimiz yaratıyoruz. Çocuklarımızı şiddet ortamlarından uzak tutmalıyız. Onlara şiddete karşı koymayı, şiddete uğradıklarında haklarını aramasını, şiddetin yasalarımızda, dinimizde yasak olduğunu öğretmeliyiz.
Sonuç olarak ilçemiz Kaş’ta yaşanan üzücü olayın etkisinden çıkıp, yetkililerin olayın çözümü için araştırma başlatması ve görülecek olan davalara dahil olması gerekmektedir.
Halkımızın bu ve benzeri olaylarda daha dikkatli olması ve şüpheli gördükleri kişi veya kişileri emniyet güçlerine bildirmesi gerekmektedir. Böyle olayların yaşanması çok üzücü ve özellikle Kaş’ta yaşanması bizim açımızdan daha da çok üzücü ve düşündürücüdür.