Fener İhalesinde 'Sıkıntı' Komedisi

Fener Cafe ihalesinde son durumu merak edenleriniz vardır. Biz de merak ediyorduk. İnceledik. Bakın ne tür bir 'İncelik' ile karşılaştık.

'Sıkıntı' deyince hiciv yaptığımızı düşündünüz biliyoruz. Bu defa öyle değil. Fener Cafe'nin de ihalesinin yapıldığı ihalenin tabi olduğu şartnameyi inceledik. Şaka değil, şartnamede gerçekten 'sıkıntı' kelimesi kimse fark etmeden ve eski kiracılara neredeyse bir 'gol pası' olarak yerleştirilmiş.

Ekli belgedeki paragrafı okuyun ve bu yazının devamını okumadan iki dakika bir düşünün.

Ne tuhaf bir madde değil mi? Hukukta sıkıntı diye bir sorun tanımı var mıdır, bilmiyoruz! İşgalci hem ihaleye katılabiliyor, eğer 'sıkıntı' çıkarsa örneğin, dava açarsa ihale iptal edilebiliyor, örneğin, ihaleye kendi adamı veya kendi katılıp kazanmışsa teminatı iade ediliyor. Biz Böyle anladık. Bu ne güzel ihale böyle! Değil mi?

Bu sıkıntı maddesini ihaleden önce öğrenmiş olsaydık keşke. Hangi akıl, fikir böyle bir maddeyi ihale şartı yapar, hangi yatırımcı böyle bir maddeye rağmen ihaleye girer tam bir bilmece!

Aslında pek bilmece de değil. Daha önce yazdık (geçen yıl). İddialara göre belediye içinde bir grup yönetici ve memur siyasi saiklerle, şimdi bu kelimeyi kullanmanın zamanı geldi sıkıntı yaratıyorlar diye. Bu da böyle bir durum mu bilmiyoruz. Ancak kesin olan bir şey varsa bu ihale sürecinde kamu her halükarda zararlı çıkıyor. Burada kamu aslında son tahlilde sizler oluyorsunuz tabi.

Gelelim Fener Cafe ihalesindeki son duruma. Bildiğiniz gibi ihaleye işgalci Karakurtlar iddialara göre 4 dosya ile katıldılar. Yine iddalara göre ihaleyi Karakurtlar'ın adamı 1,3 trilyon lira ile kazandı. Daha önce olduğu gibi bu defa da para yatırılmadı ve ihale iptal oldu.

Belediye tarafından işgalcilere mekanı boşaltmaları için yapılan uyarıya rağmen yer boşaltılmadı. Üstüne üstlük Karakurtlar tahliye kararına tedbir kararı çıkartırarak uygulamayı durdurdular. Durum: aynı tas aynı hamam.

Mahkeme devam ettiği için yorum yapmayacağız ama malum olan şu: İşgalciler bir şekilde mevzuatın arkasından dolaşmaya devam ediyorlar. 30 yıllık rant macerası devam ediyor. Kaş adliyesinde yaşanmakta olan kadro sorunlarının da yavaşlatıcı etkisiyle dava uzuyor.

Koşullar Karakurtlar'ın daha uzun yıllar işgali sürdürebileceğini gösteriyor. 'Sıkıntı' asisti nedeniyle durum hırsız fıkrasındaki gibi.

- babaaaaa, hırsız yakaladım.
- getir oğlum.
- gelmiyor.
- bırak gitsin o zaman.
- gitmiyor.
- allah allah, sen gel bari.
- beni de bırakmıyor!"