Eyvah! Kaputaş'a Kepçe indirildi!

Kaputaş'ta Ne Oluyor? Kaputaş elden gidiyor mu? Orada bir doğa katliamı mı yapılıyor? Ortada bir rant işi mi var? ....

Yine memleketin bir kısım naylon 'turizmci ve çevreci'leri yaygarayı koparmış. Ulusal Basın da aslını araştırmadan bu gürültüden bir siyasal polemik çıkarma hevesinde. Neymiş, Ak Parti'li Kaş Belediyesi bu dünya harikasını rant amacıyla peşkeş çekiyormuş, doğa tahrip ediliyormuş?

Kaş ve Kalkan Aşığı Eski bir Turizm Bakanımız burası için 'Mabet' benzetmesi yapmıştı.

Bu doğa harikasını korumak ve turizme kazandırmak için yapılması gerekenleri minimum ölçekte hayal edin. Siz olsanız ne yapardınız onu düşünün. Bırakalım şimdi Ak Parti, Mak Parti muhabbetini. Yerel Yönetim ne planlıyor, ne yapıyor ona çıplak gözle, objektif olarak bakalım.

Tamam Seçim hattındayız. Ama eleştirirken haklı olmaya özen gösterelim. Seçimler nedeniyle kimseyi rencide etmemeye dikkat ederek Kaputaş Konusuna biz de bir açıklık getirmek istiyoruz.

Kaputaş kanyonu, ve plajı milyonlarca yıllık jeolojik bir sürecin bölgemize bahşettiği eşsiz bir doğa harikasıdır. Detayları internetten araştırıp bulabilirsiniz. Biz size internette bulamayacağınız başka bir tarihsel olayı anlatacağız.

Bir zamanlar (o zamanlar AKP yoktu) bu plaj milyonlarca yılda biriktirdiği jeolojik yapısını, öngörüsüz bir yerel yönetim kadrosunun cahilce yapmaya çalıştığı (ki kısmen de yapmayı başardığı) betonarme işler yüzünden az kalsın kaybedecekti.

Vadinin köprü altına denk gelen kısmını beton bir perde ile kapatıp devamına beton bir kanal yaptılar. O zaman da buraya kepçeler dozerler indirilmişti. Onlar şimdikinden farklı olarak Kaputaş'ın neredeyse tamamını kaplayacak beton bir binanın oturacağı yeri vadiden gelen sulardan korumayı planlıyorlardı.

Bu işlemler sonucu vadiden gelen suyun yolu kesildi. Kaputaş Kumsalı merdivenlerin dahi gerisine çekildi. Endişeyle izlediğimiz bu hazin manzara bir gün güçlü bir sel desteğiyle kurtuldu. Sel betonları parçaladı. Neticede Kaputaş biraz yaralı da olsa şimdi kullandığımız haliyle yaşıyor. Betonlar biraz kuma gömüldü ama hala orada duruyorlar. (Not düşelim; bu konkunç olaya karşı bırakalım ulusal medyayı, bölgemizden bile birkaç cılız mırıldanmadan öte tepki verilmemişti.)

Kalkan eski Belediye Başkanı Mustafa Şalvarlı'yı beğenmeyebilirsiniz. Kendinden önce yapılan bu zararlı yatırımı durdurabilmek için, zamanında, en azından öyle bir iş yaptı ki çok şeylere değer. Kaputaş'ın kurtarılmasındaki rolü övgüye değerdir. Zamanın Turizm Bakanı'nı (içinde benim de yer aldığım küçük bir ekip ile) ziyaret ederek oradaki doğa cinayetinin engellenmesini sağladı. Kaputaş'ın betonlaşması projesini iptal ettirdi. 'Mabet' nitelemesi de o zamanın Turizm Bakanı Erkan Mumcu tarafından yapılmıştı.

Şimdi o günlerin kalıntılarını toparlamaya çalışan Belediye'ye biraz anlayışlı yaklaşmalıyız. Tabii ki kepçe inecek. O pislikler izmarit toplar gibi kaldırılamaz.

Geriye kalan, orada medeni ihtiyaçların giderilmesi, zorunlu hizmetlerin sağlanması için yapılacak Geçici (yani kaldırılabilir nitelikte) tesislerin tartışılabilecek neresi var? Yapsınlar. İşletme kusurlarını konuşuruz. WC temizliğini, şemsiyelerin rengini, dondurmanın soğukluğunu filan tartışırız.

Belediye orayı kiraladım diyor. Ben işleteceğim diyor. Böyle rant olur mu? Oraya çöreklenmiş korsan 'esnaf'tan başka kimin şikayeti olabilir ki?

Bırakın da rahat çalışsınlar. Haber-Yorum Sinan Kadılar