CORONAVİRÜS İNSANLIGA SON CAGRI

CORONAVİRÜS: İNSANLIĞA SON ÇAĞRI

Sosyal medyadan ve televizyon kanallarından yağmur gibi Coronovirüs haberleri yağarken dünyanın dört bir yanından, korku içimizde çığ gibi büyüyen bir kartopuna dönüşüyor. Hepimiz evlerimizden dışarıya adım atmakta büyük endişe duyuyoruz. Hepimiz birbirimizden korkuyoruz. Birbirimize dokunamıyoruz. Sevdiklerimizin ölmesinden korkuyoruz, bize bir şey olursa çocuklarımıza neler olur düşüncesini bile aklımıza bile getirmek istemiyoruz..   Öyle bir korku sardı ki içimizi, kimilerimiz bu korku ile yüzleşemeye bile cesaret edemediği için, virüse meydan okuma sanrısına kapılıyor.  Küçücük bir canlı insanlığı sınıf ayrımı yapmaksızın dize getiriyor. Bankada çuvalla parası olan da ölüyor, cebinde meteliği olmayanda.. Oscar yıldızı ünlüler de ölüyor, ilk okul yıllarında öğretmeni tarafından  sınıfın yıldızı bile olamayanlar da.. Olmak ya da olamamak meselesinin ötesinde bir adalete tanık oluyoruz. Coronavirüs için hepimiz eşitiz. Corona bize kaybettiğimiz çok önemli bir değeri hatırlattı; insanlığımızı!

20 Mart 2020  verilerine baktığımızda karşımıza çıkan tablo:

Birleşmiş milletler 2019 verilerine göre, dünyada 821 milyon kişi, yani yeryüzünde yaşayan 9 kişiden birisi açlık sıkıntısı çekiyor ve her 5 ila 10 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü zengin ülkelerin her yıl 750 milyar dolar gıda israfında bulunduğunu, bunun küresel açlığın üstesinden gelmek için gerekli olan miktarın iki katı olduğunu söylüyor. Rapora göre, dünyada açlık oranının en yüksek olduğu yer Afrika ve kıta genelinde her beş kişiden birisi aç. Dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuk açlığa bağlı gelişim sorunları yaşıyor.

Verilere batkımız zaman dünyada bir günde açlıktan ölen insan sayısı 26.630, şimdiye kadar Coronovirüs nedeniyle dünyada ölen kişi sayısı 8.810. Bu veriler bize ne anlatıyor, benim bunu anlatmak için kelimelerim yetersiz kalıyor. Coronavirüs nedeniyle şimdiye kadar Afrika kıtasında kaç kişi öldü? Avrupa kıtasında kaç kişi öldü? Cevap vermeye utanıyor insan! Afrika kıtasında yüzlerce insan zaten her gün açlıktan ölüyor ve bu birkaç ayda gerçekleşen bir durum değil, yıllardır devam ediyor…

Oyuncakçı dükkanında kendini kaybeden, her önüne geleni almak isteyen,  alamayınca kendini yere atıp, bağırıp çağıran, kendini kaybedip ebeveynlerine vuran şımarık, doyumsuz  çocuklar gibiyiz hepimiz.. Hayvanları kürkleri ve derileri için öldürmek, gece rahat uyuyalım diye kazların canlı canlı tüylerini yolmak bile kaçırmadı uykularımızı, ormanları yakıp, ağaçları kesip yuvasız kalan, yanan canlar için bile acımadı içimiz.. Nasıl bir duygu hiç düşünmedik, palamut toplamaya giden bir sincabın yuvasına döndüğünde kesilmiş bir ağaç gövdesi ile karşılaşmasını. Akşam eve işten geldiğinizde evinizin yerinde olmadığını bir düşünün!!   Evden dışarıya çıkamamanın ne büyük bir iç sıkıntısı olduğunu hepimiz bu günlerde deneyimlerken, doğal ortamlarından toplayıp kafeslere hapsettiğimiz papağanları, kuşları, köpekleri, derin okyanuslarda özgürce yüzen yunusları on metrelik havuzlara kapattık ve hiç içimiz sızlamadan güldük eğlendik Ne için? Para için,  çocuğumuza canlı oyuncak satın almak için, egomuzu tatmin etmek için… Tüm bu olanlardan sonra geldiğimiz yer, hayvanlar dışarıda ve özgür, onları coronavirüs öldürmüyor, biz içerde tıkıldık kaldık.. ve ölmekten ödümüz kopuyor. İnsan dışındaki tüm canlılara bunları yaptık ve şimdi de birbirimize zarar veriyoruz. Marketlerdeki rafları indirip, stok yapıp, paket paket maske alıp, kutu kutu kolonya evimizde dursun istiyoruz. Bir kişinin yokluktan hasta olup, diğerlerini de yok edeceği gibi basit bir çözümlemeyi bile yapamama durumuna gelen bir bencilliğin eşiğindeyiz.. Kendimize gelmeliyiz !! Bu dünya sadece bize ait değil.. Avcılığa spor diyenler, kedileri tekmeleyip, köpekleri zehirleyenler, üç kuruş için ağaçları katledenler, hayvanları para için eğlence oyuncaklarına dönüştürenler, sofralarının çapını midelerinin alacağından büyük tutanlar, dünyanın sonu gelmiş gibi rafları indirenler, sadece kendini düşünenler kendinize gelin… Ya kedimize gelip bu dünyanın efendisi olmadığımızı, sadece bize ait olmadığını, sadece sistemin bir parçası olduğumuzu öğreneceğiz ya da hepimiz yok olup gideceğiz..

Üzerinde yaşadığımız bu dünyada ya hepimiz kardeşçe yaşamayı öğreneceğiz, kurduyla, kuşuyla, çiçeğiyle böceğiyle, alevisiyle sünnisiyle, siyahıyla beyazıyla, zenginiyle fakiriyle, güzeliyle çirkiniyle… Ya hep birlikte, birbirimize saygı duyarak, her canlının yaşam hakkına saygı duyarak kardeşçe yaşamayı öğreneceğiz ya da hepimiz geberip gideceğiz! Bu dünya sadece bize ait değil! Biz insanoğlu, kendini dünyanın efendisi olduğu sanrısına kapılan ama küçücük bir virüsün sahip olduğu güce bile sahip olmayan , aslında ekosistemin küçük bir parçası olan varlıklarız.

Bütün bu yaptıklarımızla içinde yaşadığımız dünyamız ölüyor,  o nefes alamıyor.. her saniye soluk almakta zorluk çekiyor.. Onun solunum cihazı biziz..! Coronovirüs salgını insanlığa yapılan belki de son çağrı! Ya bu dünyadaki yerimizi ve haddimizi bilip, dünyanın efendisi değil, sadece küçük bir parçası olduğumuzu öğreneceğiz ya da hep birlikte yok olup gideceğiz…

Coronovirüs, insanlığa yapılan son çağrı!

                                                                                              Uzm. Psikolog Dr. Saadet Elevli

                                                                                                           20 Mart 2020, 00.11

Kaynaklar:

https://www.worldometers.info/tr/

https://www.hurriyet.com.tr/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48999616

https://www.cnnturk.com/video/dunya/821-milyon-insan-aclikla-bogusuyor

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/corona-virus-salgininda-olu-sayisi-8-bin-810a-yukseldi-41472624