Avrupada Turizme Marshall Planı tartışılıyor
Koronavirüs salgınından en ağır darbeyi yiyen Avrupa’da yıkıma uğrayan turizmin onarılıp ayağa kaldırılması için ‘Marshall Planı” benzeri bir plan hazırlanması öneriliyor.
Breton sunum yaptı.
Konu ilk olarak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel tarafından dile getirildi. Avrupa Komisyon İç Pazar’dan Sorumlu Komite Üyesi Thierry Breton da Avrupa Parlamentosu'nda konuyla ilgili bir sunum yaptı.
Sassoli, plan hazırlansın
Arkasından online ortamda gerçekleşen toplantıda konuşan Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli, küresel koronavirüs salgına verilecek yanıt için bir plan hazırlanmasını istedi.
Turizm Zirvesi’nde ele alınsın
Konunun düzenlenecek Avrupa Turizm Zirvesi’nde ele alınması öneriliyor.
Rapor hazırlandı
Bu arada merkezi İspanya’da olan Competur, konuyla ilgili bir rapor hazırladı.
Marshall Planı tartışmaları üzerine koronavirüs salgını nedeniyle 7 Avrupa ülkesinde ortaya çıkan durumu değerlendirip bir rapor hazırladı.
Rapor İspanya’da turizmin bağlı olduğu Sanayi ve Ticaret Bakanı Reyes Maroto'ya sunuldu.
Avusturya, İspanya, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya ve Portekiz’deki durumun ele alındığı raporda bu ülkelerde hükümetlerin sektöre zaman zaman kısmi destekler sağladığı ancak bu desteklerin koronavirüs salgınının neden olduğu büyük yıkımı onarmaya yetmediği belirtilerek “Avrupa turizmi için bir tür “Marshall Planı” hazırlanması öneriliyor.
1.6 trilyon
“Turizme Marshal Planı” için 1,6 trilyon dolarlık bir bütçe öneriliyor.
Ancak AB'nin bu kadar iddialı bu planını kimin finanse edeceği belli değil.
Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli “Bu yeni Marshall Planı’nı finanse eden biz olmalıyız” diyor.
Konuyla ilgili olarak Avrupa Parlamentosu Taşımacılık ve Turizm Komitesi (TRAN)’da şu değerlendirme yapılıyor:
Durum 1929 krizinden kötü
Koronavirüs salgını nedeniyle 1929'dan beri görülmeyen bir ölçekte ekonomik bir şok yaşıyoruz. Krizin büyük ve ciddi sonuçları olacak.
İspanya, Yunanistan, İtalya ve Fransa dahil bazı ülkeler için turizm ülke ekonomisi sosyal yaşamında önemli bir yere sahip olduğu için bu ülkelerdeki durum ayrıca ele alınmalı.
Turizmin Avrupa için önemi
AB GSYİH'nın yüzde 10’u, İstihdamın yüzde 12’si (27 milyon kişi), 3 milyon işletme (Yüzde 90’ı KOBİ) dünya turizminde yüzde 50 paya sahip olduğu payı yüzde 50 olan Avrupa seyahat endüstrisinde köklü bir reforma gidilmesi bunun da bir plan dahilinde yapılması gerekiyor.
Sektöre ilk aşamada 100 milyar Avroluk bir destek sağlanmalı.
Bu da ancak devlet eliyle yürütülecek bir plan ile mümkündür.
Bu kapsamda devletin sektöre aktarması gereken nakit akışı için Avrupa Yatırım Fonu ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) devreye girmeli.
Gerekliydi zorunlu oldu
Turizm için Marshall Planı krizden önce de gerekliydi. Şimdi bir zorunluluk haline geldi.
“Turizme Marshall Planı”, turizmin ülkelerin ekonomi geneli ve bütün dünya için giderek büyüyen bir tehlike haline gelen doğayı koruma ve sürdürülebilirlik için de şarttır.
Bu aynı zamanda iletişim teknolojisiyle hergün yeni bir boyut kazanan gelişmelere yeni uygun platform ve kanalların oluşturulmasının da gereğidir.
Pazarı korumak için
Avrupa turizmi için Marshall Planı benzer bir plan, günümüzde dünya turizminin merkezi olan Avrupa seyahat pazarının başkaları tarafından ele geçirilmesinin önlenmesi için de gereklidir.
Önümüzdeki dönemde her alanda olduğu gibi seyahat endüstrisi alanında da göreceğimiz agresif ataklarla şirketlerin ele geçirmelerinin önlenmesi için de turizm için bir Marshall Planı gerekiyor.”
Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli de konuyla ilgili olarak şunları söylüyor :
Şirketleri kaptırmamak için
“Avrupa krizin merkez üssü. Bu salgın ne sınırları ne de milliyeti bilmiyor.
Bu nedenle, bu salgına yanıt vermek için elimizdeki tüm araçları harekete geçirmek için ortak bir sorumluluğumuz var. Aciliyet ve cesaret, sorumlulukla ve birlikte hareket etmeliyiz.
Avrupa, dayanışmanın boş bir laf olmadığını göstermeli, somut eylem ve gerçeklik ile kanıtlamalıdır.
Avrupa şirketlerinin ve varlıklarının blok dışından güçlere satılmasını önlemek için AB fonlarına da ihtiyaç var.
Büyük bir kırılganlık yaşıyoruz. Avrupa'nın varlıklarını başka güçlere karşı korumamız gerekiyor.
Planın finansmanı
Bunun için yeni Marshall Planı’na ihtiyaç var. Ama bu, bildiğimiz Marshall Planı’ndan farklı olarak finansmanı dışarıdan olmayacak. Bu yeni Marshall Planı’nı finanse eden biz olmalıyız.”
AB üyelerindeki anlaşmazlık
Ancak bu kadar iddialı bir planı kimin finanse edeceği konusunda AB üyeleri aralarında anlaşamıyor.
Anlaşmazlığın nedeni AB üyesi ülkelerin eskisinden farklı olarak öncelikleri artık Avrupa Birliği değil kendi ülkelerinin ulusal çıkarlarını esas almaları.
Buna karşılık Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, düzenlediği basın toplantısında, “Sınır tanımayan salgın bazı ülkeleri daha sert vuruyor. Ama kararlı ve toplu olarak hareket etmezsek iyileşme simetrik olmayacak ve üye ülkeler arasındaki sapmalar artacak” dedi.
Ursula Von Der Leyen, koronavirüs salgını ile mücadele için Avrupa Merkez Bankası gibi AB kuruluşlarının 3,5 trilyon dolarlık bütçe ayırdığını söyledi.
Almanya soğuk bakıyor
Öte yandan AB’nin lideri konumundaki Almanya plana soğuk.
Şansölye Angela Merkel toparlanmaya yardımcı olmak için AB bütçesine daha çok katkı yapmaya hazır olduklarını ama Marshall Planı gibi girişimler bir yana “Eurobond” ya da “Koronabonds” gibi fon oluşturulmasına bile karşı olduğunu açıkladı.
Konuyla ilgili Fehmi Köfteoğlu'nun yazısı için tıklayın https://www.turizmgazetesi.com/yazi/turizme-marshall-plani-olmaz-cunku/3425
Marshall Planı nedir
Marshall Planı ya da Marshall Yardımı olarak bilinen program, ikinci dünya savaşından galip çıkan Amerika’nın egemenlik kurmak istediği alanlar için geliştirilen Truman Doktrini‘nin bir uygulaması olarak bölgelere para, makine ve teçhizat yardımı yapılmasını öngörüyordu.
Plan adını Haziran 1947’de Harvard Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada dile getiren George Marshall’dan alıyor.
İkinci Dünya Savaşı‘ndan yıkılmış olarak çıkan Avrupa’yı tekrar kalkındırmak için çok geniş kapsamlı parasal hibe yardımları da içeren bu geniş kapsamlı program kapsamında Amerika, ilk yıl 16 ülkeye (İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardımda bulundu. 16 ülke, ABD’den toplamda 13 milyar dolarlık ekonomik yardım almıştı. Bu rakamın bugünkü değeri yaklaşık 130 milyar dolara karşılık geliyor.
1947 yılında gündeme gelen plan 1948 ve 1951 yılları arasında uygulandı.