Aslan Yattıgı Yerden Belli Olur

Turizm sezonu yaklaşıyor ya, bu defa Kalkan'da bulunduğu mevkiin öneminden mi, önemli bir tarihi eser olmasından mı, eskiden kilise olmasının getirdiği dinler arası kültürel bağlantı sebebiyle mi desek her yönüyle turistik bir binayı konu edeceğiz.

Ayrıca orada kültürümüzü ve inancımızı temsil eden din görevlisinden, Müftülüğünden, Belediyesine, Kalkan Muhtarlığından, Allı pullu Kalkan temalı derneklerine, bilmediğimiz başka tüm ilgili ve sorumluların da dikkatini çekmek isitiyoruz.

Aradan en fazla bir ay geçti geçmedi bu Caminin din görevlisine sordum. Soru bir din adamına sorulabilecek nitelikteydi. Soru şu:

"Suriye'de savaşanların her tarafı kendilerini Müslüman olarak görüyor bunların her biri şehit sayılabilir mi ?" Aldığım tepki ve cevap insanın kanını donduracak kadar düşündürücü idi. Ne orada çatışanların ne benim İsrail uşaklığım kaldı. Hocaya göre soruyu sormuş olmam dahi kafir olmamın bariz göstergesiydi. eteğindeki tüm taşları bir anda üstüme boca etti. Kendisine de söyledim; "Hoca sen bu kafayla birazdan beni ya kılıçtan geçirirsin ya da benzin döker yakarsın!"

Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı da Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi'nde "Öldüren 'Allahuekber' diyor. Ölen, o da 'Allahuekber' diyor. Sorulduğu zaman o da İslam için, Allah için öldürüyor. Ölen o da Allah için ölüyor. Bu nasıl bir şeydir?" deyince tekrar düşündüm. Çok da yanlış bir soru sormamıştım. Bu hoca acaba bu cümleleri kuran Cumhurbaşkanımız hakkında da aynı düşünceleri mi taşıyor.

Dini konularda derin tartışmalara girmek benim haddimi çok aşıyor olsa da Kalkan'ın bu müstesna mevkiindeki tarihi binasında mahallemizin, gelenek ve inançlarımızın böyle bir profil tarafından temsil edilmesi doğru değil. Orada daha aydın, hoşgörülü biri olsa daha iyi olur diye düşündüm.

Konuyu anlattığım bazı kişiler aslında bu zatın turizmimizin bekası için barlarda yabancı hanımlara memleketimizin değerlerini anlatmak için ne tür fedakarlıklara katlandığı hakkında bayağı bir bilgi verdiler. Fotoğraf da gönderdiler. Biraz magazin gibi olacak onun için yayımlamıyorum. 

Paylaştığımız resimler bu camimizin tuvaleti hakkında. (Bazı rahatsız edici olanları paylaşmıyoruz)

Bu hocayı bu rezillikten sorumlu tutabilir miyiz? Sizi bilmem ben tutarım. onun yerinde olsam en azından gider Belediyenin, Kaymakamlığın filan önüne yatarım. "Ayıp Oluyor!" derim. "Ele güne rezil oluyoruz!"

Diyeceksiniz ki bu durumdan ilgili kurumların haberi yoktur. Mahallenin muhtarı var. Çevre esnaf var. Kazayla burayı kullanmaya kalkan turistler filan mutlaka vardır. Diğerlerini bilmem ama Kaş Belediye Başkanımızın haberi kesin var.

Ocak 2017 yılında başlatılan bir çalışma ile mevcut tuvaletin islâhı ve binanın onarımı, bahçesinin peyzaj düzenlemesi, çocuk bahçesi ve çocuk kütüphanesi olarak bir proje hazırlanarak Belediyeye teslim edildi. Yerinde keşif yapıldı.

Antalya Koruma Kurulu'na teslim edilmek üzere hazırlanan dosya işleme girdi mi bilmiyoruz. ancak en azından mevcut tuvaletin adam edilmesi için izin almak gerekir mi dersiniz? Paraları yok deseniz inandırıcı olmaz. Topu cemaate atmak kolaycılık olur. Koskoca bir kent bu ayıbı nasıl taşıyor şaşırmamak mümkün değil.

Aşağıdaki tabela orada asılı. Tek başına bayağı çok şey anlatıyor.